Ey Kerbela’nın kadın kahramanı, ey Aşuranın mesajcısı, ey sabrın sembolü ana Zeynep!Sen taşıdığın o ağır yükün omuzlarında bıraktığı derin izlerine aldırmadan dimdik ayakta durarak esir olduğun andan itibaren İmam Hüseyin’in mesajını çağlara iletmeseydin Yezit hükü-meti ve Emeviler kolaylıkla bu büyük olayı tahrif edip değiştirebilirlerdi. Buda bu büyük ve ilahi kıyamın tarihten silinip yok olması demekti.
Ama sen ey muzaffer kadın yaptığın cesur konuşmalarla Yezidin tağuti rejimini bütün halk karşısında sorguya çekip, Kerbelanın içeri-ğini, mesajını ve kıyamın sebeplerini insanlara açıklayıp düşmanların tahrifinden korudun ve Aşuranın gerçek yüzünü gelecek nesiller için tarihin bağrına silinmeyecek bir şekilde yazdın.
Hemşire oldun hastalara baktın. Anne oldun kadınlara çocuklara teselli verdin. Yeri geldiğin de ise annen Zehra gibi hutbe okuyup zalimler karşısında hakkı savunup onların zulmünü açığa çıkardın.
Sen cesareti baban Ali’den, şefkati annen Fatıma Zehra’dan ve zulme boyun eğmemeyi de kardeşin Hüseyin’den öğrendin.
Ama tüm bunlara rağmen Rabbi’ni anıp ibadet etmeyi de ihmal etmiyordun. Kıldığın namaz ve ettiğin duadan aldığın ilahi ilham ile sarstın Yezid’in saraylarını ve insanlara İmam Hüseyin’in kanıyla yazdığı kıyamın dersini verdin ve öğrettin nasıl yıkılır zulmün sarayları. Allah için din için nasıl geçilir candan canandan!
İşte senin üstlendiğin bu zor ama kutsal görev sıradan bir kadında bulunması mümkün olmayan büyük yetenekler ve onu pratiğe dökecek güç gerektirmekteydi. Sende adına yakışır bir şekilde damarlarında taşıdığın velayet kanıyla, esirken hür olmayı zulme boyun eğmemeyi ve zilletle yaşamak yerine hür olarak ölme dersinin verdin. Örnek olarak ta kardeşin Hüseyin’i gösterdin. Bizde senden aldığımız ilhamla unutmayacağız adını, yaşatacağız mesajını, Hüseyin olup can vererek, Zeynep olup zulme boyun eğmeyerek!
ÖZGÜR ARAPOĞLU
Comments